İdealist olmak suç mudur?


Umarım bu idealistliğiniz sistemin çarkları içinde törpülenmez.” İlk yazıma gelen yorumlardan biriydi bu.

   Sistemin hatalarını sorgulamak, daha yaşanılır bir ortam yaratmak, ya da böyle bir ortamı arzulamak hata mıdır?
Yoksa, insan yanlışları göre göre hataların bir parçası mı olmalıdır?

Belki de, bugün toplum olarak beceremediğimiz bir anlayıştır bu. Yanlış olanı bildiğimiz halde, sorgulamadan o yanlışın devamını sağlamak, seyirci kalmak… Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan “…soran, sorgulayan bireyler yetiştirmek” cümlesi neye hizmet eder o zaman? Sadece yazılmak için mi yazılmıştır, bu cümle?

 İdealist olmak…
Ütopik fikirlere saplanıp kalmak değildir kastettiğimiz. Ayağı yere basan fikirler, projeler üretmek, bu tür girişimleri desteklemek; en azından hataları düzeltmek için çaba harcamaktır. Sistemin çarklarını terse çevirmek değildir, kastettiğimiz. Bu çarkların düzenli dönmesini sağlamaktır. “Dünya’yı sen mi kurtaracaksın? ” diyenleri duyar gibiyim. Ben veya bizler... Kim kurtaracak?

     Eğer idealist olmak suçsa, bırakın bu suçu işleyenlerden olalım. Belki, o zaman değişimin yolu açılır bu ülkede. Belki o zaman tabulaştırdığımız fikirlerimizden sıyrılırız.

    Orta yaşlı insanlarda bir tâbir vardır, belki de bir nasihattır bu : “Senin yaşındayken biz de idealisttik, bizim yaşımıza gelince anlarsın.” O zaman şunu sorarım size, yaş kemâle erince, bir köşeye çekilip seyirci kalmak mıdır yaşam? Ülkenin gelişme yolunda yavaş adımlarla ilerlemesinin bir sebebi de sizler oluyorsunuz o halde. “Çalışmak, üretmek” dediğimiz kavramlar, gençlik yıllarıyla mı sınırlıdır? Bu durum şu klasik cümleyi hatırlıyor ister istemez : “Biz göremedik bari çocuklarımız görsün.”

   Ebeveynlerin geçmişlerini zorlu hayat mücadeleleriyle geçirebildikleri gerçeğini yok saymıyorum. Fakat, bu durumun bütün ebeveynler için geçerli olmadığını düşünüyorum. Bizim toplumumuzda “kolaya kaçma” geleneği her zaman vardır. Çocukları için iyi bir gelecek kurma arzusu içinde olan yetişkinler, içinde bulundukları hayata aktif ve yapıcı şekilde katılmayabiliyorlar. Bu durum kendilerini geliştirmelerini engellediği gibi toplumsal değişimin de yavaşlamasına yol açabiliyor. Ancak, bu ince ayrıntıyı görecek kültürel bir zihniyete sahip bir toplum olduğumuzu söyleyemeyiz. Hepimiz hayatın zorlukları karşısında, ya da kişisel çıkarlar uğruna idealistliğimizden uzaklaşabiliyoruz.

   Aradan uzun zaman geçmesine rağmen, bana gelen yukarıdaki yorum, beynimin bir köşesini kurcalıyordu. Bu konuda bir şeyler yazma ihtiyacı hissetim. O yorumdan yola çıkarak dile gelenleri kısa bir sürede aktarmaya çalıştım.

   Sürç-ü lisân ettiysek affola.

2 yorum:

  1. evet ne yazıkki soran sorgulayan bireyler yetiştirilmesi muhabbeti sadece yazıdır...daha çok elinde güç olanlar sormayan sorgulamayan koyunlar ister,bu yüzden sorguladığın anda ya kaybedersin ya suçlu olursun yada ölürsün...

    YanıtlaSil
  2. evet maalesef ki öle emirlere itaat eden koyun toplumlar yetiştirmek amaçları hiç bir zaman kendini fikrini dile getiremiyosun,getirsen bile yada dikkate almayıp caydırıyolar yada fikirlerini çürütmek için saçma fikirler ve peşinde susmaya meyilli bi nesil koyun toplumlar yetiştiriyolar

    YanıtlaSil

EĞİTİM İŞ İLANLARI

Sayfayı Paylaş