Dershane öğretmenleri gazetemize yaptıkları açıklamada
tek istediklerinin mesleklerini yapmak olduğunu belirttiler. Dershane öğretmenleri çalışma koşuları ağır olduğundan, kendilerine ve sevdiklerine zaman ayıramıyor. Sosyal güvenceden yoksun bir şekilde günde 10 saat çalışan dershane öğretmenleri her an işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıyalar.
ÖĞRETMENLİĞE İLK ADIM
Coğrafya Öğretmeni Deniz Aydın çeşitli dershanelerde yaklaşık 6 yıldır çalışıyor. Aydın’ın, öğretmen olma hikayesi de ilginç, öğretmen olmaya ilkokul 5. sınıfta iken 1 sınıfların öğretmeninin, Aydın’a iki saatliğine kendi sınıfındaki öğrencilere bakmasını istemesiyle başlıyor. Deniz Aydın ‘Sınıftaki öğrenciler benden 4 yaş küçüktüler ama ben sınıfa girdiğimde o an kendimi öğrenci gibi görmedim, kendime inanılmaz bir güven geldi. Öğretmen masası oturdum .İlk söylediğim “Arkadaşlar defterlerinizi açar mısınız” olmuştu’ şeklinde anlatıyor kararını etkileyen anı. Aydın, öğretmenlik mesleğini tercih etmesinde o günkü tecrübesinin büyük bir payı olduğunu ifade ederek, hayat karşısındaki ilk sınavını başarıyla verdiğini söylüyor.
KENDİMİZE ZAMAN AYIRAMIYORUZ
Haftanın 6 gününde çalıştıkları için izin günlerini ise o haftanın ders planlarını yapmakla geçiren
dershane öğretmenleri, yoğun çalışma koşulları yüzünden kendilerine zaman ayıramadıklarını belirttiler. Dershane öğretmenleri sinema ve tiyatro gibi sosyal etkinliklerden uzak kaldıklarını vurgulayarak, “Dershane dışında, hiçbir şeye zaman kalmıyor” dediler.
DERS DIŞINDA SEKRETERLİK DE YAPTIRILIYOR.
Dershanelerde yoğun çalışma koşuları olduğunu söyleyen Aydın “Bir gün içinde 10 saat ders veren öğretmenler var” dedi. ‘Düşünsenize hiç durmadan saatlerce ders anlatıyorsunuz doğal alarak hem zihinsel, hem de bedensel olarak yoruluyorsunuz” diyen Aydın, bazı dershanelerde öğretmen arkadaşlara ders dışında öğrenci aramaları dahi yaptırıldığını belirtti. Öğrenci kayıtlarıyla ilgilendiklerini, kayıtları baştan sona düzenlediklerini ve liste haline getirdiklerini belirten Aydın “Öğretmenler ağır çalışma koşullarının altında, mesleklerini yapıyor, buna karşı koymak çok mümkün görünmüyor” dedi.
‘İŞGÜVENCEMİZ YOK’
Bu şartlara boyun eğmelerinin nedenini iş güvencesinden yoksun olmalarına bağlayan Aydın, sözleşmelerin 10 ya da 8 ay üzerinden yapıldığını; bu sözleşmelerin de hukuki bir temelinin olmadığını ve işveren ya da dershane sahibinin, öğretmene haber vermeksizin işine son verebildiğini dile getirdi. Özellikle sosyal haklar anlamında sıkıntılar yasadıklarına dikkat çeken Aydın ‘Yatırılan sigorta primleri ise asgari ücret üstünden yatırılır. Genel girdi çıktı yapılır, sigorta 5 ay üzerinden gösterilir’ diye konuştu.
DERSHANE YÖNETİMİ HASTALANAN ÖĞRETMENİ SEVMEZ
Dershane yönetiminin öğretmenlerin hastalanmasına dahi tahammül gösteremediğine işaret eden Aydın ‘Dershanede, öğretmenin hastalanması istenen bir durum değildir. Gitmediğinizde sizin alternatifiniz yoksa, çalışan sayısı sınırlı olduğundan, o gün dershanede ciddi açık meydana geliyor. Açığın kapatılmaması nedeniyle öğrenci ve velilerden tepki geliyor. Dershane sahipleri, öğretmen hastalandığı için çıkan problemlerden öğretmeni sorumlu tutuğu için kimi zaman işine son vere biliyor” dedi. Aydın dershanelerde işletilen mantığın ‘Öğretmenin etinden ve sütünden sonuna kadar yararlanma’ şeklinde işletildiğini belirterek bu durumun dershane öğretmenlerinin hangi koşullarda çalıştığının göstergesi olduğuna vurgu yaptı.
Dershane öğretmenlerinin ücretlerinin dershaneden dershaneye faklılık gösterdiğini belirten Aydın, kimi dershanelerde ücret dahi ödenmediğini söyledi. Üniversitenin fen, edebiyat ve eğitim fakültesinden mezun olanların, dershaneye başvurması halinde bir yıl boyunca, stajyerlik adı altında hiç para ödenmeden çalıştırıldığını vurgulayarak, “Aynı derse giren bir öğretmen 1000 TL alırken bir başka öğretmen 600 TL alıyor. Burada bir standart yok. Bölüme göre, öğretmene göre ücretler belirleniyor” diye konuştu.
5 YILDIR KPSS’YE HAZIRLANIYOR
Tarih Öğretmeni Füsun Tekin ise üniversite sınavına lise son sınıfta hiç hazırlanmadan girerek üniversiteyi kazanmış. Tekin 5 yıldır Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS)’ye giriyor fakat bir türlü kazanamıyor.
KPSS’yi bir engel olarak gören Tekin ‘ Biz öğretmenlerin dershaneye yönelmemizin en büyük nedeni KPSS’dir. KPSS gerçekten çok zor bir sınav, üniversitede 4 yıl boyunca aldığımız dersler çok farklı; fakat sınavda karşımıza çıkan sorular farklı alanlardan. Ama siz oradaki soruları yanıtlamak zorundasınız. Sınava girmek ciddi, hazırlık süreci gerektiriyor. Kontenjanlar sınırlı. Bu nedenlerden dolayı puanlar gittikçe yükseliyor. Biz öğretmenler 6 gün çalıştığımız için bu koşullar altında KPSS’ye hazırlanmak mümkün değil. Öğretmen açığı yok mu? Tabi ki var. Bunu devlet farklı yollarla kapatıyor. Bunu ücretli öğretmenlerle kapatıyor’ diye konuştu.
Tarih Öğretmeni Füsun Tekin ise üniversite sınavına lise son sınıfta hiç hazırlanmadan girerek üniversiteyi kazanmış. Tekin 5 yıldır Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS)’ye giriyor fakat bir türlü kazanamıyor.
KPSS’yi bir engel olarak gören Tekin ‘ Biz öğretmenlerin dershaneye yönelmemizin en büyük nedeni KPSS’dir. KPSS gerçekten çok zor bir sınav, üniversitede 4 yıl boyunca aldığımız dersler çok farklı; fakat sınavda karşımıza çıkan sorular farklı alanlardan. Ama siz oradaki soruları yanıtlamak zorundasınız. Sınava girmek ciddi, hazırlık süreci gerektiriyor. Kontenjanlar sınırlı. Bu nedenlerden dolayı puanlar gittikçe yükseliyor. Biz öğretmenler 6 gün çalıştığımız için bu koşullar altında KPSS’ye hazırlanmak mümkün değil. Öğretmen açığı yok mu? Tabi ki var. Bunu devlet farklı yollarla kapatıyor. Bunu ücretli öğretmenlerle kapatıyor’ diye konuştu.
ELLERİNDEN GELSE EVE GÖNDERMEZLER
Edebiyat Öğretmeni Serpil Söylemez ise dershane öğretmeninin sosyal hayatının olmadığını, insanca çalışma koşularından uzak bir şekilde çalıştıklarını belirterek “Dershanedeki mesai bittiğinde bile kimse size evinize gidin demiyor. Patron sizi sonuna kadar sömürmek istiyor. Çok kişiye karşı sorumlusunuz. Haftanın 6 günü çalışıyorsunuz, bunun karşılığında aldığınız para sizi geçindirmiyor. Yazın tatile çıkmak istiyorsunuz. Dershane yazın para ödemiyor” dedi.
Edebiyat Öğretmeni Serpil Söylemez ise dershane öğretmeninin sosyal hayatının olmadığını, insanca çalışma koşularından uzak bir şekilde çalıştıklarını belirterek “Dershanedeki mesai bittiğinde bile kimse size evinize gidin demiyor. Patron sizi sonuna kadar sömürmek istiyor. Çok kişiye karşı sorumlusunuz. Haftanın 6 günü çalışıyorsunuz, bunun karşılığında aldığınız para sizi geçindirmiyor. Yazın tatile çıkmak istiyorsunuz. Dershane yazın para ödemiyor” dedi.
Memuruz.net
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder