Çocuklar hem okul hem dershane derken çok yoğun bir çalışmatemposuna giriyorlar. Bir de SBS sisteminin gelmesiyle, 6., 7., ve 8. sınıfta ayrı ayrı üç sınava girmek zorunda olan çocuklar, üç sene
boyunca bu ağır çalışma temposunun içinde buluyorlar kendilerini
Haber: Zehra Daştan
Aileler çocukları için iyi bir üniversitenin kapılarının öncelikle iyi bir lise eğitiminden geçtiğine inanıyorlar. Bunun için de çocuklarını okul saatleri dışında dershaneye gönderiyorlar. Çocuklar hem okul hem dershane derken çok yoğun bir çalışma temposuna giriyorlar. Bir de SBS sisteminin gelmesiyle, 6., 7., ve 8. sınıfta ayrı ayrı üç sınava girmek zorunda olan çocuklar, üç sene boyunca bu ağır çalışma temposunun içinde buluyorlar kendilerini. Henüz oyun çağında olan çocuklardan ailelerin beklentileri de fazla olunca çocuklar yaşlarından büyük bir yükü omuzluyorlar.
Dershaneler hafta içi ve hafta sonu öğrencileri olmak üzere iki grup oluşturmuşlar içlerinde. Bütün bir haftanın yorgunluğuyla hafta sonları da dershaneye gitmek zorunda kalan öğrencilerin dışında, hafta içleri 6 saatlik dersten sonra bir de dershanede ders işlemek zorunda kalan öğrenciler de var. Yeni gelen SBS sistemi öğrencilere ne gibi sorumluluklar yükledi diye kuruldukları yıldan beridir SBS öğrencileri ve bu öğrencilerin velileri üzerinde araştırma yapan ve her yıl bu araştırmaları bir kitapçıkta toplayan Final Dershaneleri kurucusu Hatice Yıldız’a sorduk.
Yıldız, sistemin yanlış olduğunu vurgularken, SBS sisteminin hem anne ve babaları hem de çocuğu çok büyük bir strese soktuğunu söylüyor. Yıldız, “Bu sistemle 6. sınıftan itibaren sınava hazırlanmak zorunda olan öğrencilerin anneleri çocuklarını dershaneye gönderdiklerinde onlara eziyet ettiklerini düşünüyorlar. Göndermeyen aileler ise 8. sınıfta nasıl bir hata yaptıklarını görüyorlar. Çünkü her sene alınan puanlar liseye giriş puanını aynı derece de etkiliyor. Öğrencinin sınavlara her sene hazırlanması ve sınav sistemini öğrenmesi şart. Okulsuz başarı olmaz fakat okul müfredatı öğretiyor, öğrencilere test mantığını kazandırmıyor.” dedi.
Yıldız bu sistemin çok da yanlış olmadığını sadece yanlış uygulandığını düşünüyor ve yeni sistem de öğrenci başarısının düştüğünü özellikle vurguluyor. “Eğer 6 ve 7. sınıfta yapılan sınavların sonuçları çocuğun hangi konularda başarısız olduğunu ve hangi konulara yönelmesi gerektiğini göstermek için yapılsaydı, yani sınav sonrasında aileye ve okula her bir öğrenci hakkında bir değerlendirme gönderilseydi, SBS sistemi başarılı olabilirdi. Hem aile çocuğunu hangi alana yönlendirmesi gerektiğini bilir, hem de okul öğrencilerini hangi konu da yeterince eğitemediğini görürdü. Bu da eğitim kalitesini arttırırdı. 8. sınıfta yapılan sınav da öğrencileri liselere yerleştirmek için yapılan bir sınav olurdu. 6. ve 7. sınıf katkı payları düşürülmeli, 8. sınıf katkı payları yükseltilmeli.”
6. ve 7. sınıf öğrencilerinin hiçbir şeyin farkında olmadığını, her şeyin farkına 8. sınıfta vardıklarını söyleyen Yıldız, çocukların sınava hazırlık sürecinde ailelere de büyük roller düştüğünü söyledi. “Öğrenciler üzerinde üç soruluk bir anket yaptık. Bu sorular çocuklar anne babaların hangi sözlerinden rahatsızlık duyuyorlar, ailelerinin yerinde olsaydılar çocuklarına nasıl davranırlardı ve sevgi nedir şeklindeydi. İlk soruya çalış demelerinden, başkalarıyla kıyaslamalarından, çalıştığım zaman aferin demiyorlar fakat bir saat çalışmadığımı gördüklerinde neden çalışmıyorsun demelerinden rahatsız oluyoruz gibi cevaplar verdiler. İkincisine bende çalış derdim ama ona güvendiğimi ve başarabileceğine inandığımı gösterirdim. Daha anlayışlı olurdum, şeklinde cevap verdiler. Son soruya ise aileleri onları takdir etmediği zamanlarda sevilmediklerine inandıklarını ve özellikle 6. sınıf öğrencileri SBS’yi ailem beni daha çok sevsin diye kazanmak istiyorum şeklinde cevapladılar. Aileler çocuklarına çalış derken onlara güvendiklerini de göstermeliler. Başka çocuklarla kıyaslamamalı ve hep kendi performansının üstüne çıkması gerektiğini öğütlemeliler. Çocuklarını sevdiklerini onlara her fırsatta göstermeliler, belki başarılarında ufak ödüller vererek onları teşvik etmeliler.” diyerek bu dönemde ailelere düşen görevleri de özetledi.
SBS öğrencilerine de yaşadıkları süreci sorduk.
Turguthan Hacıbaloğlu (7. Sınıf) : Okul ve SBS birlikte oldukça zor oluyor. Ailem bana destek oluyor ama sınav stresine hiçbir şey iyi gelmiyor. Ailemin desteği de olmasa bu strese nasıl dayanabilrdim bilmiyorum. Sabah 6.45’te kalkıyorum, sabah okula gidiyorum, akşam dershaneye geliyorum. İnanın ki, hiç kolay bir dönem yaşamıyoruz.
Melisa Tuğcu (6. Sınıf) : SBS sınavından korkuyorum, heyecanlanıyorum. Sınava hazırlanmamız en doğru olan, fakat çok yoruluyoruz. Sadece 8. sınıfta sınav olmasını istemezdim. Çünkü her yıl geleceğimize biraz daha hazırlanıyoruz.
Begüm Bayman (8. Sınıf) : 6. sınıfta oyun oynamam gerekirken SBS’ye hazırlandım. Sınav sadece 8. sınıfta olsa çok daha iyi olurdu. Çünkü daha önümüzde üniversite sınavı var, sonrasında KPSS vs… Üç yıldır da SBS’ye hazırlanıyorum. Çok yoruldum. Fakat dershaneye gitmek en doğru olanı, buradaki dersler hem görsel hem işitsel veriliyor. Öğrenmem daha kolay oluyor.
Öykü Aydın (6. Sınıf) : şimdiden bana ait olan zamanım elimden alınıyor. Üniversiteden sonra da çalışmaya başlayacağız. Kendime şimdi bile zaman ayıramıyorken, gelecekte nasıl ayıracağım. Okul, dershane, sınav stresi hepimizi çok yoruyor.
Mert Gazioğlu (8. Sınıf) : 6 ve 7. sınıfta neler olup bittiğini anlamıyorduk. 8. sınıfa geldiğimizde kaygılanmaya başladık. Tek sınav olmalı, her yıl yeni bir sınava hazırlanıyor olmak çok büyük bir stres yaratıyor üzerimde ve stresten çalışamıyorum. ilk iki sınavdan sonra sıkıldığımızı anlıyoruz üçüncü sınava hazırlanmaya başlarken isteksiz başlıyoruz.
6. ve 7. sınıfta düşük puan alan arkadaşlarımız 8. sınıf için umudu kesiyorlar ve çalışmayı bırakıyorlar. Çalışmamalarının yanı sıra derste dinlemiyorlar ve dinletmiyorlar. Misafir gibi gidip geliyolar okula. Çünkü ilk iki sene hiçbir şeyin farkında değillerdi çalışmıyorlardı. Son senede toparlayamayacaklarını düşünüyorlar.
Abbasguclu.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder