Başkanın istifa süsü verilen emekliliği ve birkaç üyenin değişmesiyle ÖSYM püru-pâk oldu. Tam şu anda kafası domatesin genleri, buğdayın tohumu ve başörtüsü sorununu parlamentodan önce nasıl çözerim şeklinde çalışan bir YÖK başkanımız ve tekstil mühendisi ÖSYM başkanımız var. Yani güvendeyiz.
Vize ve final sorusu hazırlamış olmaktan gayrı sınav tecrübesi olmayan tekstilci hocamızı ÖSYM’nin başına getirenler yetinmemiş, sınav güvenliğine dahiyane çözümler bulmuşlar. Öyle ki; koy bir mizah dergisine tirajı artsın.
Yurtta kaldığım dönemde 20 kişilik koğuşun kel duvarında bir talimatname dururdu. Yalnızca demir ranza, demir dolaplı odada “neler yapamayacağımızı” yazardı: kırk küsur madde. Bakar, okur, gülerdik. Ben tahliye –pardon mezun- olurken birini almıştım hatıra diye. (Maddeler arasında aşırmayın demiyordu.) ÖSYM nin bu veciz genelgesini de saklayacağım, siz de öyle yapın.
Soruların sızmadığı, adeta dere olup çağladığı biliniyorken tüm adayları potansiyel hırsız ilan eden ÖSYM, son sınav genelgesiyle adayların boşaltım sistemine varan tedbirler almış. Öyle ürkütücü ki insanın toksa karnı acıkır, yoksa tuvaleti gelir. Okurken tuhaf bir psikolojiyle iki defa su içip, bir de tuvalete gittim ben.
Cümle metalle beraber, çanta, küpe, kolye, bilezik, broş, saat, kalem, kalemtıraş, su, meşrubat, silgi, peçete, şeker ve dahi metal para yassak! İlginçtir hesap makinesi yasaklar listesinde yok, o kadarını biz akıl edelim diye düşünülmüş olmalı. Cep telefonu yasağı genişletilirken görevliler dahil kimseye aman verilmemiş, aferin. Gerçi “bina içinde bulunan her türlü cep telefonu ve kablosuz iletişim aracı sınav güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek şekilde etkisiz hale getirilecektir.” İfadesi gözüme fünyeyle patlatılan telefonları getiriyor ama olsun. Maksat güvenlik olsun.
Binaya elle ve dedektörle aranarak girecek adaylara “erken gelin haa” diyor. Öte yandan “Sınav başladıktan sonra adaylar tuvalet ihtiyacı için sınav salonundan dışarıya çıkarılmayacaktır. Sınav salonundan dışarıya çıkan aday sınav salonuna kesinlikle geri alınmayacaktır” diye buyuruyor. Sonra insafa gelerek “sınav süresince tuvalet ihtiyacı olanlar bu durumlarını geçerli sağlık kurulu raporu ile ÖSYM’ye bildirecekler ve kendilerinin özel bir sınav binasında sınava alınmalarını talep edebileceklerdir” şeklinde esniyor. Bu özel binayı tahayyül ediyorum da, sanırım bir yandan soru çözüp beri yandan huşu içinde ihtiyaç göreceğimiz oturaklı salonlar tahsis edilecek. Benim gözlerimin dolduğu andır…
Zanlı sıfatıyla ve neredeyse çıplak alındığınız salonda dımdızlak kalacağız diye üzülmeyin. Hadi yine iyisiniz; kalem, silgi, kalemtıraş, peçete, su hatta şekerler ÖSYM’den. Okunmuş pirinç de verilecek mi, muska servisi yapılacak mı belirsiz. Hikmetinden sual olunmaz hey gidinin sosyal devleti!
Hediyelerimiz bu kadar da değil, her sınav salonuna birer adet duvar saati de müesseseden. (17 yıllık hocayım duvarında saati olan bir sınıfta bulunmamışım, geri almasalar bari). Talimatnamede pardon genelgede saatin çapı 20 cm. olarak ilan edilmiş, kimin stoğuna nur yağacak kim bilir? Bu tedarik listesinin ihale tekliflerini hangi ak sakallılar dağıtıyordur şimdi, orası sizi alakadar etmez, nankörlük etmeyin!
Lafımı bir güzelleme ile düğümlemeden, ÖSYM nin yeni genelgeli, süper güvenli sınavlarına girecek olan adaylara hayırlı rüyalar diliyorum ve başlıyorum:
İki eliyle bir sınavın hakkından gelemeyip sızdıran ÖSYM!
Kendi gözündeki çapağı silmeden adaylara peçete dağıtan ÖSYM!
Tuvaletçi, şekerci, sucu ÖSYM!
Mutfağını böcekler sarmışken, müşteriye galoş giydiren ÖSYM!
Sen beni güldürdün, Allah da senin müstehakını versin e mi…
Cansel Güven
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder