Abbas Güçlü, güncel konulardaki tüm soruları Milli Eğitim Bakanı Dinçer’e yöneltti. İşte görüşmenin detayları ...
KPSS Kaldırılacak mı?
Öğretmenlerin
en büyük baş ağrısı Kamu Personeli Seçme Sınavı KPSS, kaldırılacak mı
diye sorduk. "Kesinlikle böyle bir düşüncemiz yok. Ama her öğretmenin
kendi alanıyla ilgili soruların da yer alacağı ek sınavlar
yapılabilinir. Yapılmalı da" cevabını verdi hiç düşünmeden. "Peki bu
değişiklik önümüzdeki yıl için geçerli mi? Örneğin öğretmen adayları
dersaneye gidelim mi, gitmeyelim mi diye tereddüt içerisindeler. Sizin
vereceğiniz kararı bekliyorlar" sorusunu yönelttiğiniz de, yine kesin
tarih vermekten kaçtı. Şimdiden ne söylense erken diyor. Ama altı ay
içerisinde bu konuda bir karar sürecine gelineceğini de altını çizerek
vurguluyor...
40 yaş sınırı ?
Başarısız
oldukları için değil, o branşta alım yapılmadığı için 8, 10 yıldır
atanamayan öğretmenler var. Üniversiteye geç girip, biraz da
uzattılarsa, 40 yaşına dayanmış oluyorlar ve bu da MEB üzerinde baskı
oluşturuyor. Önleri açılır mı diye sordum. Gençlerin tepkisini alırız
dedi. Peki emekliliğini hak edenlerin hala göreve devam ediyor olmaları
da gençleri rahatsız ediyor, onların erken emeklilikleri gündeme gelir
mi? dediğimizde de yine enine, boyuna düşünmeden karar vermenin doğru
olmayacağını hatırlattı.
Ek kadro verilecek mi?
Ağustos'ta
55 bin sözünü hatırlatıp, devlette devamlılığın esas olduğunu
hatırlattım. Daha önce verilen sözlerin, yapılan icraatların o döneme
ait olduğunu savunuyor. Maliye Bakanı ile sürekli temasta olduğunu ve
daha çok kadro için ısrarcı olduğunu vurguluyor. Ama bütçenin de
kapandığını ve bu yıl için yeni kadro almanın zor olduğunu da ekliyor.
Peki MEB tek atama kakarında ısrarlı mı?
Bu konuyu daha incelememiş. Doğru olan ne ise o yapılır diyor. Şubat atamasına karşı çıkmıyor.
Göreve
yeni atanan öğretmenlerin daha uzun süreli oryantasyondan geçmeleri
için de yaz atamalarının ağustos yerine temmuz'da olmasına sıcak
bakıyor.
Sözleşmeli
alım döneminin kapandığını ama ihtiyaç olduğunda ücretli öğretmen
uygulamasının devam edeceğini söylüyor. Ama henüz bu konularda detaylı
brifing almış değil.
Yabancı Dil Dersleri
Yabancı
dilin İngilizce ile sınırlı kalmaması gerektiğine inanıyor. Almanca ve
Fransızcanın yanı sıra giderek popüler hale gelen Çince, Japonca, Arapça
gibi derslerin de ikinci yabancı dil olarak düşünülebileceğine sıcak
bakıyor. Daha fazla alım yapılıp, yapılmaması konusunda çalışmalar
yapılabileceğini vurguluyor.
Genç Bakış'a çıkacak mı?
Eğitimi
yakından tanıyıp, icraat aşamasına geldiğinde, yani söyleyecek sözü
olduğunda elbette kamuoyunun karşısına çıkarım diyor. Peki okullar
açıldığında, örneğin oryantasyon kursları başladığında yeni
öğretmenlerle ortak bir program yapılabilinir mi? hayır demediler.
Temkinliler. Olabilir gibi de gözüküyor.
88 Atanmıyor 30 Atanıyor
Atanan
öğretmenlerin KPSS puanları arasındaki uçurum kendisini de rahatsız
ediyor. 88 puanı olanlar atanamazken, çok düşük puanlı olanların
atanmasının o alanda, yeterince öğretmen bulunmamasından kaynaklandığını
vurguluyor. Peki taban puanı uygulamasına gidilir mi? İncelememiz
gerekir. Madem ki kalite istiyoruz, bunu da düşünmemiz gerekir diyor.
Eğitim Fakültelerine fren
Eğitim
fakültesi ve kontenjanların, ihtiyacın çok üzerinde olduğunu ve mutlaka
kontrol altına alınması gerektiğini, yoksa atanamayan öğretmen sorunun
hiç bir şekilde bitmeyeceğine dikkat çekiyor. Bu konuda YÖK'le toplantı
yapacaklarını ve isteklerini bildireceklerini söylüyor...
Fen Edebiyat Fakülteleri
Eğitim
fakültesi mezunları bu kadar sıkıntılı iken peki Fen Edebiyat Fakültesi
mezunlarına öğretmenlik hakkı tanınacak mı? Formasyon eğitimi devam
edecek mi?
Konuların
araştırıldığını ama öğretmenlerin eğitim fakültelerinde yetiştirilmesi
ve formasyon kazandırılması gerektiğini vurguluyor. Ama konuyu daha
detaylarıyla incelememiz gerekir, doğru olan ne ise o yapılır diyor.
Fatih Projesi
Fatih
projesi ve bilgisayar destekli eğitim projesi, bilişim öğretmenlerine
olan ihtiyacı artırır mı? Artırması gerekir diyor ve bilişimcilere neden
sırt çevrildiğini anlamaya çalışıyor. Teknoloji ile barışık ve
önlerinin açılması gerektiğine inanıyor.
Branş sıraları
Atama
öncesinde öğretmenlerin önlerini görmeleri ve daha sağlıklı tercih
yapmaları için branş sıralarının neden açıklanmadığını hatırlattığımızda
ise topu personele attı. Belli ki bu konuda bilgisi yok ve eğer
gerekiyorsa neden açıklanmıyor noktasında.
Teftiş Kurulu Kalkacak mı?
MEB
teftiş kurulunun kalkacağına yönelik şehir efsanesi ne zamandır
kulislerde dolaşıyor. Direk kendisine sorduk. Böyle bir düşüncemiz yok,
niye kaldıralım ki, bu söylentiler de nereden ve niye çıkıyor dedi.
Öğretmen fazlası
Öğretmen
ihtiyacı kadar öğretmen fazlalığının da bulunduğuna dikkati çekerek,
sağlıklı bir atama sisteminin oluşturulması ve işletilmesi gerektiğine
vurgu yaptı. Detayları ise yapılan çalışmalar sonrasında
belirlenecekmiş...
Öncelikli konular
Milli
Eğitim Bakanlığı'nda, şu sıralar harıl harıl toplantılar yapılıyor.
Brifingler alınıyor, kadrolar tanınıyor, sorunlar tespit ediliyor.
Görünen o ki, bir süre daha bu böyle devam edecek. Çünkü Bakan da,
müsteşar da eğitim camiasına ve eğitimin sorunlarına çok uzak. Bunu
dezavantaj olarak görenler olabilir. Ama Bakan Dinçer, bunun bir avantaj olduğu kanısında...
Dinçer'in
yol haritasında ilk durak, dün de belirttiğimiz gibi öğretmenler. Bu
konuda, eğer uzun süre görevde kalırsa köklü reformlar yapacağı kesin.
Üzerinde ciddiyetle durduğu ikinci önemli konu ise bilişim reformu. Yani
akıllı tahtalı, tablet bilgisayarlı, sanal eğitim devrimi. Bu konuda
kararlı görünüyor.
Bilişim sınıfları
"Bunu
nasıl başaracaksınız? Bilişim Teknoloji sınıflarını kapatarak,
bilgisayar derslerini kaldırarak, yeni bilişim sınıflarına ihtiyacımız
yok diyerek mi?" sorusunu yönelttiğimizde, yüzü biraz düştü. Her ne
kadar hiç birisi de kendisiyle alakalı olmasa da, olup bitenlere mana ve
ihtimal vermese de, söz konusu krizi anında çözdü.
Hemen
ilgili genel müdürlükleri arayıp, öğretim yılı açılmadan bilişim
sınıflarının gözden geçirilmesini, sürekli açık tutulmalarını,
başlarında ilgili öğretmenlerin bulunmasını ve öğrencilerin ders dışı
saatlerinde de bu bilgisayarları istedikleri zaman kullanabilmeleri
talimatı verdi.
"Yazılım
var mı, öğretmenler bu konuda yeterince donanımlı mı, daha fazla
bilişim öğretmeni alınacak mı? İş sadece her öğrenciye tablet bilgisayar
vermekle bitecek mi?" diye sorduğunuzda, nasıl zor bir işe soyunduğunu
görse de hiç bozuntuya vermedi.
Zoru seviyor
Belli
ki zor işleri seviyor. Böylesi anlarda, hemen bir önceki bakanlığı
dönemindeki çok daha zor projeleri anlatıp, altından nasıl kalktıklarını
ve nasıl mutlu sona ulaştıklarını anlatıyor. Onların referans olarak
kabul edilmelerini istiyor.
Teknoloji donanımlı sanal eğitim konusunda eli çok güçlü gibi gözükmese de, şubat'a kadar işleri toparlayacağı kesin.
Başbakanlık
Müsteşarı olduğu dönemde ve sonrasında bürokrasiyle iyi diyalog kurmuş.
Hangi konuda nereden ve kimden destek isteyeceğini kafasında iyice
kurgulamış, gerisi uygulamaya kalmış ki, bunu da başaracağına inanıyor.
Sınav sistemi değişecek mi?
Velilerin yaz tatilini zehir eden kayıtlar ve öğrencilere çocukluklarını unutturan giriş sınavları da Bakan Dinçer'in
öncelikli gündem maddeleri arasında. Kontenjanların neden dolmadığı
sorusuna cevap arıyor. Anadolu liseleri ve kolejler sınavının
birleştirilmesine karşın, tercih ve kayıtların neden ayrı ayrı
yapıldığına anlam veremiyor. Üzerinde ciddiyetle durduğu diğer bir konu
ise, okul başarı puanının giriş sınavlarına eklenmesinin getirisi ve
götürüleri. Görünen o ki önümüzdeki yıl, fen ve anadolu liseleri ile
kolejlere girişte, öğrenciyi, veliyi ve sistemi rahatlatacak bir dizi
önlemler alacak.
Kafasında
şekillenmiş düşünceler var ama "Muhataplarıyla görüşmeden karar vermek
doğru olmaz" diyor. "Ani kararlar alıp, bir süre sonra onları revize
etmektense, üzerinde iyice çalıştıktan sonra kalıcı kararlar almak daha
doğru olur" görüşünde.
Eğitim yaz-boz tahtası mı?
Ak
Parti'nin 10 yıla yaklaşan iktidarı döneminde bazı bakanlıklar hiç el
değiştirmedi. Örneğin Sağlık, örneğin Ulaştırma Bakanlığı. Her iki
alanda da büyük reformlar gerçekleşti. Ama eğitimde Dinçer, dördüncü bakan. Aynı parti iktidarı olmasına karşın, bir bakanın yaptığını diğeri bozdu ve çok radikal değişikliklere oldu.
Belki
de bu yüzden olsa gerek yeni bakan, kendinden sonra gelen bakanların
değiştireceği kararlar almak istemiyor. Az da olsa kalıcı işler peşinde.
Peki bunu başarabilir mi?
Bunu da zaman gösterecek...
Sayın
Bakan’ın bende bıraktığı izlenim, başlangıç olarak olumlu. Güvendiği
kadro ile çalışmak istemesi doğal ama eğitime uzak olmaları handikap mi
yoksa avantaj mı onu da yine zaman gösterecek…
Dileğimiz başarılı olması, eğitimde köklü reformlar gerçekleştirmesi.
Öncelikle de öğretmen yetiştirilmesi ve atanması konularında…
Abbasguclu.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder