Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, öğretmen olarak
atama bekleyenlerin bir suçunun bulunmadığını, bunun ''sistemik'' bir
sorun olduğunu ifade ederek, ''Dışarıda 264 bin öğretmenin beklediğini
hesap ediyorsanız, kendinizi Milli Eğitim Bakanı'nın yerine koyun, o
çocukların sorunlarına cevap üretmeye çalışın lütfen'' dedi.
Dinçer, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının bütçesi
üzerinde, atama bekleyen öğretmenlere ilişkin soruları yanıtladı.
KPSS sonuçlarına göre, 264 bin 277 mezunun öğretmenlik
beklediğini bildiren Dinçer, her yıl sadece eğitim fakültelerinden mezun
olup, öğretmen olmayı bekleyen öğrenci sayısının ise 33 bin 783
olduğunu kaydetti. Dinçer, fen-edebiyat fakülteleri mezunları, mesleki
teknik eğitimden sonra pedagojik formasyon eğitim hakkına sahip
olanların da dahil edilmesi halinde bu sayının 73 bin 142 kişiye
ulaştığına işaret etti.
Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığının, norm kadro sayısını esas
almaları halinde 126 bin 137 öğretmene ihtiyacı bulunduğunu ifade
ederek, bu ihtiyacın 2014'e kadar 137 bin 806'ya çıkacağını vurguladı.
Bakan Dinçer, geçen yıl yaklaşık 65 bin olan ücretli öğretmen
istihdamının, şu anda yaklaşık 60 bin olduğunu dile getirerek, şunları
söyledi:
''60 bin ücretli öğretmenin, normal kadrolu öğretmen olarak
istihdam edilmesi halinde, -onun karşılığı olan dersleri telafi edecek
öğretmen olarak ne kadar ihtiyacımız olarak baktığımızda, bunu üçte iki
diye oranlıyoruz-, bugün aşağı yukarı 40 bin öğretmen alsaydık, bu yıl
öğretmen açığımız olmayacaktı.
Şu anda bile dışarıda gerçek anlamda 264 bin öğretmenin
beklediğini hesap ediyorsanız, kendinizi Milli Eğitim Bakanı'nın yerine
koyun, o çocukların sorunlarına cevap üretmeye çalışın lütfen.
Bazılarınız öğrencilere yönelik olarak, 'kendi kabiliyetinize göre yeni
işler de bakın' tavsiyemi belki yadırgadılar, eleştirdiler. Bu rakamları
ve tabloyu görseydiniz, o çocukların sorunlarını dert etseydiniz, ne
cevap üretirdiniz, lütfen o cevabı siz verin. Bunun bireysel sorun
olmadığını, o çocuklarımızın hiçbirinin suçlanmaya gerek kalmaksızın bu
sorunu çözmeye yönelik çaba sarf etmeyi, ortak sorumluluğumuz olduğunu
da düşünerek söylemeniz lazım. Bu çocuklarımızın suçu yok, sistemik bir
sorundur. Bu sorun içinde bu konunun bakanı olarak kısa vadeli, hemen,
popülist tavır yerine çok daha kalıcı, kapsamlı stratejiler üreterek
sorunları çözmek gerektiği kanaati taşıyorum. ''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder