İşte, "çağdaş devlet anlayışı" budur. Odasına kapanıp kalmaz. Masa
başına takılmaz. Verdiği karara âşık olmaz. Memurunu itip kakmaz, her
birini önemser, yaptığı işin değerini verir. Çok daha önemlisi, "örgütlü
topluma"burun kıvırmaz. Muhatap alır. Sabırla dinler. Yapılması
gerekeni görür. Çözüm üretir...
Türk kamu yönetiminin en güzide
kurumlarının başında gelen Maliye Bakanlığı düne kadar hem kendi
personeline hem de memurları bir araya getiren çatı örgütlerine şaşı
bakardı. Durup dururken sorun çıkardıkları hissine kapılır, kapıları
açmaz, sesleri duymazdı. Oysa bugün... Küçük de olsa adımlar atılıyor.
Bundan 15 sene önce akla bile gelmeyecek görüşmeler gerçekleşiyor.
Bakan, müsteşar, genel müdür... Mesai arkadaşlarına kulak veriyor.
***
Bir
süredir bu köşeden Maliye’nin bünyesel sıkıntılarına değiniyorum. 20
yılı aşkın süredir yakından izlediğim bürokrasinin nabzını tutuyorum.
Sessiz yığınların sesi olmaya çalışıyorum. Doğrusu, "şimdilik söz
aşamasında" kalsa da olumlu gelişmeleri görünce, gelecek on yıllar için
umutlanıyorum. Düşünsenize... Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Müsteşar Naci
Ağbal ve Bütçe Genel Müdürü İlhan Hatipoğlu masanın bir yanında
oturuyor. Yanlarında, "Muhasebe Denetmenleri, Muhasebat Kontrolörleri,
Milli Emlak Denetmenleri, Milli Emlak Kontrolörleri, Gelir Uzmanları,
Saymanlar, Milli Emlak Uzmanları, Muhasebe Uzmanları, Vergi Dairesi
Müdürleri ve Mali Hizmetler Uzmanlarını" temsil eden dernek başkanları
oturuyor.
***
Devlet... "Gelenektir. Kuraldır. Ritüeldir.
Statüdür." Bu taşıyıcı ayaklar zayıfladı mı, devlet de zayıflar. Var
olan zayıflıklar ise iyice dışa vurur. İşte o zaman, memuriyet kalıpları
içinde adaletsizliğe katlanan binlerce kamu görevlisi motivasyonunu ve
kurumsal aidiyetini yitirir. Yılların birikimi ile oluşmuş iş yapma
biçimleri kolay onarılamaz biçimde bozulur. Nitekim Maliye Bakanlığı’nda
Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yapılan düzenlemelerin bazıları,
sadece moral bozmakla kalmadı, vicdanları da kanattı. Aynı şekilde "eşit
işe eşit ücret"iddiasıyla hazırlanan çok sayıda KHK de denge tesis
edeceğim derken farklı bakanlıklarda ve farklı unva
nlarda"dengesizlikleri"beraberinde getirdi.
***
Şimdi
durup düşünme zamanı. Onlarca KHK, bir gecede yayımlandı. Ama umulmadık
aksaklıklar da yarattı. Bunların, ikincil mevzuatla düzeltilebilecek
olanları hemen ele alınmalı. Maliye’den bunun öncü sinyalleri alınıyor.
En azından yönetmelikle yapılabilecek düzeltmelerin yapılması, yapısal
müdahale gerektirenler için bir çerçeve yasa tasarısı hayırlı olacak.
Zira "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" felsefesine sahip çıkan bir siyasi
iktidarın, insanlara hizmet eden "memurunu da yaşatması" beklenir. Bu
bazen maaştır, bazen kadro.
***
Tabii şu hususu da kayda
geçirmek zorundayız. "Klasik memur zihniyetinin" kırılması, "vatandaş
odaklı"dönüşüm geçirmesi de kaçınılmaz. "Memnuniyetsizliğini vatandaşa
fatura eden, işi ağırdan alan, beş karış suratla karşılayan, evraka
boğan, yokuşa süren memur anlayışı" artık tasfiye sürecine giriyor.
Yılda birkaç kez meslek içi eğitimden geçen, performansı denetlenen,
hesap verebilen memur takımı geliyor. Ve onlar devletten
"bekledikleri"kadar, halkın "beklentilerini"karşılama oranıyla
daterazide tartılacağını biliyor!
Sabah
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder