23 Şubat 2012’de Mecliste Komisyon görüşmelerine başlanan
“İlköğretim ve Eğitim Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi” kamuoyunda geniş yankı buldu ve toplumun pek çok
kesimi bu düzenlemeye karşı düşüncelerini dile getirdi.
Bu
teklifin gerekçelerine ve getirmek istediği değişikliklere, siyaset dışı
bir yaklaşımla özellikle de eğitim bilimleri gözlüğüyle bakanların
söyledikleri bizi daha doğru değerlendirmelere götürecektir.
Bu konuda, bilimsel cevap aranması gereken çok soru var:
•
Yasa teklifinin genel gerekçesinde belirtilen konuların bilimsel
karşılığı var mıdır? Söz gelimi gerçekten de Yasa Teklifinde
belirtildiği gibi “... geniş bir yaş aralığında bulunan öğrencileri,
bahçe, koridor, kantin, okul servisi gibi pek çok ortak yaşam alanını
paylaşmak zorunda bırakmak, özellikle küçük yaştaki öğrencilerin ciddi
psiko-sosyal bozukluklar yaşamasına zemin hazırlamakta” mıdır?
• Mesleki Eğitimin geliştirilmesinin önündeki engel 8 yıllık kesintisiz eğitim midir?
Yasa teklifinde yer alan:
•
Mesleki eğitimin geliştirilmesi adına 10 yaşında mesleğe, 11 yaşında iş
yaşamına/çıraklığa yöneltme, Açıköğretimi 4. sınıftan sonra örgün
eğitime alternatif hale getirme, Örgün eğitim süresindeki zorunluluğu 4
yıla indirme, “Kaynaştırma Eğitimi”ne muhtaç olanları örgün eğitim
yerine açıköğretime yöneltme, Bu düzenlemeye 18. Milli Eğitim Şurasında
alınan kararı dayanak gösterme... vb. konuların bilimsel temellerinin
sorgulanması/tartışılması gerekir.
Toplumun geniş bir kesimi,
eğitimde niteliğin artırılmasını, zorunlu eğitimin 1+12 yıla
çıkarılmasını, okul öncesi eğitimin de zorunlu eğitime katılmasını
beklemektedir.
Kamuoyu, Yasa teklifinin alınan olumlu sonuçlara
karşın okul öncesi eğitimi dışta bırakmasını, ortaöğretimin zorunlu
eğitim kapsamına alınmasının belirsiz bir zamana ötelenmesini, Milli
Eğitimin plan ve strateji belgelerinde yer almayan bir düzenlemeyle
karşı karşıya kalmış olmayı tasvip etmemektedir.
Toplumun tüm
kesimlerini ilgilendiren adı üstünde “milli” olması gereken böylesi
konuların toplum önünde ve açıklıkla tartışılması, üzerinde uzlaşılması
demokrasi kültürümüzün gelişmesine hizmet edecektir.
ÖZ-DE-BİR,
geçmişte 8 yıllık kesintisiz eğitime geçişi dershanelerin aleyhine
olmasına karşın desteklemiş ülke çıkarlarını ön plana almıştı.
ZORUNLU EĞİTİMİ YENİDEN DÜZENLEYEN YASA TEKLİFİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİMİZ (2)
İlköğretim
ve Eğitim Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi’ne İlişkin Görüşlerimizi genel bir bakış açısıyla kamuoyuyla
paylaşmış ve “Bu teklifin gerekçelerine ve getirmek istediği
değişikliklere, siyaset dışı bir yaklaşımla özellikle de eğitim
bilimleri gözlüğüyle bakanların söylediklerinin bizi daha doğru
değerlendirmelere götüreceğini” belirtmiştik.
27 yıldır eğitime
hizmet veren bir Kurum olarak Zorunlu Eğitimi yeniden düzenleyen Yasa
Teklifi Hakkındaki Önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak isteriz.
• Zorunlu Eğitim okul öncesi eğitimi de kapsayacak biçimde 13 yıl olmalıdır.
•
Örgün eğitimde 8 yıldan daha az süre eğitime yol açacak uygulamalar
toplumun eğitim düzeyini de gerileteceğinden 8 yıllık zorunlu ve
kesintisizlik ilkesi korunmalıdır.
• Zorunlu eğitimin 8.
Sınıftan sonraki süreci açık öğretim kurumlarında tamamlanabilmeli;
ancak zorunlu eğitimin tamamının örgün eğitimle sağlanması
hedeflenmelidir.
• 8 Yıllık kesintisiz eğitim döneminde
5.ya da 6.sınıftan sonra toplumun beklentileri, eğitimin ihtiyaçları
doğrultusunda seçmeli dersler konulabilir.
• Okul
ortamlarının birlikte olmasının sakıncaları varsa bu sakıncaların
yapılacak planlamalarla düzeltilmesi mümkündür (Farklı binalar ya da
aynı binada farklı zaman düzenlemeleri v.b).
• Mesleki
eğitime ve çıraklığa yönlendirme yaşı dünyada gelişen eğilimlere de
koşut olarak 14 yaşından aşağı olmamalıdır.
• Yasa
teklifine eklenen sınav sistemleriyle ilgili olarak öğrenci okul
başarısının ağırlığını artıran düzenlemelerin de tartışılmaya ihtiyacı
vardır.
• Zorunlu eğitimde yapılacak düzenlemelerin
dershanelerin işine yarayacağına ilişkin değerlendirmeler için: Geçmişte
8 yıllık kesintisiz eğitimi, dershanelerin aleyhine olmasına karşın
desteklediğimizi hatırlatır; bu biçimiyle topluma sunulan kesintili
eğitimin dershanelerin yararına olacağının görülmesine karşın ülkemizin
yararına olacak kararların önceliğimiz olduğunu belirtmek isteriz.
Eğitimdeki
değişiklikler ulusal, evrensel, bilimsel temelleriyle tartışılmalı,
siyasal hedef ve beklentiler bu tartışmaların gerisinde tutulmalıdır.
Konunun
kamuoyunda yeteri kadar tartışılacağına, toplumsal bir uzlaşma
sağlanarak sonuçlandırılacağına olan inancımızı belirtiriz.
Faruk KÖPRÜLÜ
ÖZ-DE-BİR Yönetim Kurulu Başkanı
Alıntıdır: Egitimtercihi.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder