Öğretmeni anlatan güzel bir köşe yazısı:"Öğretmenin İsyanı"

Haftada 15-20 saat ders yaparlar, iki-üç ay da tatil... En rahat meslektir.” Bu sözleri, hatta ön yargı diyebileceğim değerlendirmeleri zaman zaman duyarız.

Geçen hafta, bir öğretmenin telefondaki isyanına tanık oldum. Şöyle diyordu; “Sanılıyor ki haftada 15 saat derse girip her şey bitiyor. Biz, en az bu kadar saat derse girmek durumundayız. Ortalama her öğretmen haftada 25-30 saat derse girer, bu yetmez en az 8-9 saat nöbet tutar. Bunlar da yetmez, ders ve sınav hazırlıkları için okul dışında da haftada en az 15 saat ön ve son çalışmalar yapılır. Daha durun bitmedi. Sosyal, sportif, sanatsal çalışmalar için ders dışında her hafta 4-5 saat daha ek çalışmalar yapılır. Zümre, kurul, bölüm toplantıları için yapılan çalışmaları ayrıca eklemek gerekiyor. Haksızlık ediliyor bize, haksızlık... Siz bir öğretmen dostusunuz. Ne olur lütfen bunları da yazın...”
Bu isyana katılmamak mümkün mü? Öğretmenlik mesleği, sadece haftada girilen derslerle sınırlandırılamayacak kadar bir hayat mesleğidir. İşini evine taşıyan, mesleği bir yaşam tarzı haline gelmiş ender görevlerden biridir öğretmenlik...
Dersine hazırlıklı girmelidir öğretmen. Ertesi gün gireceği derslerin hazırlıkları evde başlar. Planlar, dokümanlar, sorular... Okula gidilir, her biri anne-babaların biriciği olan dünya tatlısı onlarca çocukla sabahtan akşama kadar davranış, kazanım mühendisliği yapılır. Her birinin ayrı duygusu, davranışı vardır bu çocukların... Kimi ağlar, kimi güler, kimi yerinde duramaz... Sorular sorarlar, okulun altını üstüne getirirler, düşerler, kalkarlar... Okulda geçirdikleri her anları, öğrenme ve öğretme sürecidir... Tüm bu anlarda yanlarında öğretmen vardır, kaygısında, sevincinde... Yeri gelince anne-baba gibi düşünen, yeri gelince arkadaş-dost olan, yeri gelince öğrenme arkadaşı olan...
Enerjilerinin doruğunda olan bu dünya tatlısı çocuk ve gençlerle her an birlikte olan, onlara her gün yeni kazanımlar sağlamaya çalışan, beyin, insan, davranış, duygu mühendisi öğretmenlerimizin çalışma saatlerini, görevlerini, çalışma sürelerini kimsenin “hafife” almaya hakkı yok...
Onlar, dünyanın en zor mesleklerinden birini icra ediyorlar. Onlar, dünyanın en erdemli, en saygın insanlarıdır. Hepimizin hayatında öğretmenler iz bırakmıştır, bırakmaya da devam edecektir. Çoğu zaman büyük özverilerle, hayatlarını adadıkları bu mesleğin hakkını vermeye çalışan tüm öğretmenlerin önünde saygıyla eğiliyor, yüreklerine dokunuyorum.


Behçet Yavuz
Star Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

EĞİTİM İŞ İLANLARI

Sayfayı Paylaş