
Kimi halen zorlu mücadelesini sürdürüyor, kimi de o çok sevdiği mesleği bırakmak zorunda kalıyor.
Sistem ve sürekli değişen yönetim anlayışları nedeniyle oyuncak olmuş fakat bir hikayesi olmayan tüm öğretmenlere;
Bir
zamanlar genç ve idealist bir öğrenciydi. İyi bir gelecek için eğitimli
ve ahlaklı nesiller yetişmesi gerektiğine inanıyordu. Sonra “ağaç yaş
iken eğilir” atasözünü kendisine serlevha yaparak sınıf öğretmeni olmaya
karar verdi. Üniversite sınavına çok çalıştı sınıf öğretmenliğini
kazanmak kolay değildi. Çünkü bir zamanlar popüler bir bölümdü. Sınava
girdi tercihlerini yaptı. İşte olmuştu o çok istediği bölümü
kazanıvermişti. Öyle mutluydu ki; hızla kendisini yetiştirmeye başladı.
Öğrencilerine eğlenceli bir şekilde ders
anlatmayı kafasına koymuştu. Derslerini başarıyla geçiyor yıllar
yılları kovalıyordu. Son sınıfa geldi Kpss’ye hazırlandı. 80 puan aldı
fakat o sene atama 83’e kadar yapıldı. Nişanlısı da sınıf öğretmeniydi.
Nişanlısının tayini doğunun adı duyulmamış köylerinden birine çıkmıştı.
Ümitsizlik içindeydi ne yapacağını bilemiyordu. Daha sonra MEB 4-c
öğretmenliği çıkarmıştı. Maaşı çok kötüydü, özlük hakları yoktu ama
olsundu. Öğretmen olacaktı ya çocuklara bir şeyler anlatabilecekti ya.
Tercihlerini yaptı nişanlısın okuluna tayin istemişti. Tayini çıktı,
kalacak yeri olmayan, kışın suları donan sık sık elektrik kesilen bu
köyde her şeye rağmen mutlu bir şekilde çalışmaya başladılar. Şubat
ataması döneminde puanı yüksek olduğundan kadrolu tercih hakkı
kazanmıştı. Puanı batıya tuttuğu halde o zorunlu hizmetini de bitirme
düşüncesi ile bulunduğu okulu tercih etti. İşte tam da burada hikaye
koptu.
Bulunduğu
okula kadrolu olarak atanmıştı. Ertesi gün o dönemin bakanı artık
batıda da zorunlu hizmetin yapılabileceğini açıklamıştı. Yani batı ya
atananlar hiç doğuya gelmeyeceklerdi. Batı da bitireceklerdi görevlerini
olsundu. 3-4 sene çalışırız diye düşündü. Sonra evlendi kalacak yer
yoktu. Bir odada erkek öğretmen arkadaşı eşi ve kendisi kalıyordu. Mili Eğitim
Müdürlüğüne defalarca durumu anlatmasına rağmen çözüm bulunamamıştı.
Bir ay sonra tekrar gitti kendisine tek sınıflı lojmanı olan bir sınır
köyü teklif edildi. Mutlu bir şekilde kabul etti. Okula gittiler okul
iyi durumdaydı. Lojmana lojman demeye bin şahit lazımdı. Ama olsundu
toparladılar ve orada bir yıl çalıştılar. Daha sonra kahramanımız
askerliğini yapmaya karar verdi. Asker öğretmen çıkacağından emindi.
Sınır köyünde çalışıyordu üstelik evliydi. O da ne! kısa dönem askerlik
çıkmıştı. Hem de başkentimize gülsün mü ağlasın mı bilemedi. Eşini o
köyde bırakıp askerliğini yaptı. Her gün yüreğine kan damladı. Canla
başla askerliğini bitirdi. Eşinin yanında görevine başladı. Yeni atanan
bayan öğretmenin kalacak yeri olmadığından aynı lojmanda kaldılar. O
sene il içi tayin istediler. Eşi merkezde bir okula atandı.
Kahramanımızda eş durumundan tayin istedi. O da ne! Merkeze bağlı 50 km
ötede bir okula tayini çıktı. Kahramanımız çok zor durumdaydı. Milli
Eğitim müdürlüğü olayın nezaketini anladı. Merkeze bir okula
görevlendirildi. Sonraki yıllarda il dışı tayin istediler. Ama tayinleri
çıkmıyordu. Çünkü ilk atamalar hep batıya yapılıyordu. Kahramanımızın
annesi ciddi bir psikolojik rahatsızlık geçirdi. Heyet raporu alındı
fakat tayinleri çıkmadı. Çünkü annesinin yaşadığı yer kahramanımızın
tayinin bulunduğu yerden sağlık açısından daha kötüydü. Olsun dediler
çalışmaya devam ettiler. O sene seçim senesi olduğu için batı da görev
yapan sözleşmeli öğretmenler bulundukları yerde kadroya geçirildi. Batı
da zaten boş yer yoktu. Kahramanımız batı da bir üniversite de yüksek
lisans yapmaya karar verdi. Hem kendini geliştirecek hem de tayini
çıkacaktı. O da ne! Şubat grubu özür grubu tayinleri kaldırıldı. Olsun
dedi ağustos ta elbet tayinimiz çıkar dedi. Birden eğitim sistemi
değiştirildi. 4+4+4 eğitim sistemi hayat
buldu. Sınıf öğretmenleri birden norm kadro fazlası oluverecektiler.
Değil batıya tayin doğu illerinden herhangi birine dahi tayinin çıkması
hayal oldu. Öğretmenlerimiz bu kadar adrenaline dayanamadılar. Çok
sevdikleri mesleklerinden istifa ettiler. Şu an da memleketlerin de
farklı şirketlerde yönetici olarak çalışmaktalar. Artık her sene yeni
bir sürprizle karşılaşamayacaklar artık adrenalin olmayacak onlar için.
Mesleklerinden ayrılmak zorunda kalan 7 yıldır eğitim camiasında canla
başla çalışan öğretmenlerimize ve tüm öğretmenlerimize selam olsun….
blogmilliyet.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder