Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) ''Uluslararası İlişkiler Dersi''nin programında yapılan değişiklikle Türkiye'nin Ortadoğu'da izlediği politika ve bu politikanın bölge ülkeleriyle olan ilişkilere etkisi kapsamlı ele alınacak.
İran-Irak Savaşı, Türkiye-Filistin Kurtuluş Örgütü ilişkileri ve Suriye ile ilişkilerde yaşanan sorunlar üzerinde durulacak.
İran'da İslami rejimin kuruluşunun ve Sovyetler Birliği'nin
Afganistan'ı işgal etmesinin Türkiye'nin uluslararası politikadaki
yerini nasıl etkilediği araştırılacak ve sınıfta tartışılacak.
Derste ayrıca, Küresel sorunlar konusu ele alınırken öğrencilere
''nükleer tehlike'', silahlanma için yapılan harcamaların ve silahların
tahrip gücünün artmasının uluslararası ilişkilerdeki olumsuz etkileri
anlatılacak.
Sömürgecilik bağlantısı çıkarıldı
Programın, Uluslararası İlişkilerin Tarihsel Gelişimi başlıklı
ünitesinde yer alan “Modern çağın güçlü devletleri belirlenir. Bu
devletlerin kendi aralarında nasıl bir güç dengesi kurdukları irdelenir.
Devletlerin bu dönemde güçlü olmasında yayılmacılık politikalarının
(sömürgeciliğin) etkisi harita bilgileri kullanılarak tartışılır”
şeklinde tanımlanan etkinlik, yapılan değişiklikle kaldırıldı.
“Yenidünya düzeni” ile SSCB’nin yıkılma süreciyle ilgili “glasnost ve
perestroyka” kavramlarıyla ilgili araştırma etkinliği de müfredatın
yenilenmiş halinde yer almadı. Buna karşın sömürgeciliğin günümüzde
boyut değiştirdiği yönündeki ifade ise sömürgeciliğin günümüzde “boyut
değiştirerek devam ettiği” şeklinde yeniden düzenlendi.
Yeraltı zenginlikleri de müfredat dışı
Ayrıca yapılan değişiklikle programda, öğrencilerin petrol, bor,
radyoaktif mineraller gibi stratejik yeraltı kaynaklarını ve dağılımını
araştırıp dünya haritası üzerinde göstermesine ve bu kaynakların bir
ülkenin dış politikasını belirlemede ne tür bir etkisi olduğunu
tartışmasına yönelik etkinliğe de yer verilmedi. Devletlerin “büyük ve
güçlü devlet” olarak nitelenmesinde yer altı kaynaklarının da önem
taşıdığına dair açıklamaya metinde yer verilmezken, öğrencilerin
Türkiye’nin AB üyeliğine kamuoyunu gerekçe göstererek karşı çıkan AB
üyesi devletlerin gerekçelerini tartıştığı etkinlik de metinden çıkan
bir diğer etkinlik oldu. Yer altı kaynaklarının önümüzdeki dönemde
yaratması muhtemel uyuşmazlıkların tartışılmasıyla ilgili etkinlik de
“Günümüzde su kaynaklarının paylaşımından kaynaklanan uluslararası
sorunlar araştırılır. Bu sorunların uluslararası ilişkilere etkileri
değerlendirilir” şeklinde yenilendi.
11 Eylül girdi, “özgürlük mücadelecisi” çıktı
Programda dikkat çeken bir diğer değişiklik de silahsızlanma konusunda
yapıldı. Programın önceki halinde yer alan silahlanmanın zararlarıyla
ilgili kısma dokunulmazken, “silahsızlanma” ile ilgili kazanıma
programın yeni halinde yer verilmedi. Silahlanma olmasaydı bu alana
aktarılan kaynakların hangi alan aktarılabileceği yönündeki tartışma
etkinliği de yeni müfredatta yer almayan bir diğer unsur oldu. Bununla
birlikte ABD’nin ikiz kulelerine yapılan 11 Eylül saldırısı da terör ve
sonuçları başlığı altında müfredatta yer aldı. Buna karşın “Bulundukları
konuma göre terör örgütlerinin, siyaseten özgürlük mücadelecisi ya da
terörist olarak farklı anlamlar kazandığı vurgulanır” ifadesi metinden
çıkarıldı. Sadeleştirilen müfredatta Yunus Emre ve Mevlana’nın barış ile
ilgili sözleri ile küreselleşmenin yerel kimlikleri ön plana çıkardığı
yönündeki açıklamaya da yer verilmedi. Samuel Huntington’un
“Medeniyetler Çatışması” tezinin açıklanması, küreselleşen dünyada
bölgesel sorunların uluslararası nitelik kazanması, Ortadoğu’nun niçin
sorunların yoğunlaştığı bir bölge olduğu yönündeki etkinlik ve
açıklamalar da programdan çıkanlar arasında yer aldı.
İran’la güç dengesine makas
Türkiye’nin kuruluşundan bu yana izlediği barışçıl politikanın da
vurgulandığı müfredatta dikkat çeken bir değişiklik de Türkiye’nin
İran’la bölgesel güç dengesini korumaya çabaladığına dair ifadede
yapıldı. Müfredatın önceki halinde yer alan “Türkiye’nin, Cumhuriyet
Dönemi’nden itibaren bölgesel bir güç olarak, sınırlarda bir değişiklik
talep etmediği; bölgesel güçler dengesini (İran’la) korumaya çalıştığı
vurgulanır” ifadesi, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel bir güç olarak
barışçıl bir dış politika izlediği açıklanır” şeklinde değiştirildi.
İnönü metinden çıktı
Bir diğer değişiklik de İnönü döneminde izlenen tarafsızlık
politikasıyla ilgili kısımda yapıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
konuşmalarında ağır sözlerle eleştirdiği İnönü döneminde izlenen dış
politikayla ilgili olarak “Türkiye’nin Dış Politikası” başlıklı 7.
Ünite’nin açıklamalar kısmında yer alan “İsmet İnönü’nün izlediği
tarafsızlık politikasının Türk dış politikasına yansımaları vurgulanır”
kısmı metinden çıkarıldı. Bunun yerine ünitenin İkinci Dünya Savaşı ile
ilgili bölümünün açıklamalar kısmında “ I. Dünya Savaşı’ndan sonra
kurulan düzenin korunması için yapılan çalışmalar açıklanır. Almanya ve
İtalya’nın izlediği yayılmacı politikalara karşı Türkiye’nin ittifak
arayışları açıklanır. Yalta ve Potsdam konferanslarında alınan kararlar
Türk dış politikası açısından değerlendirilir. Mihver ve Müttefik
devletlerin Türkiye’yi II. Dünya Savaşı’na dahil etmek istemelerinin
nedenleri nelerdir? Türkiye’nin II. Dünya Savaşı boyunca tarafsız kalmak
istemesinin ekonomik ve politik sebepleri nelerdir?” ifadelerine yer
verildi. İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Adnan Menderes hükümetinin
Batı bloğuyla birlikte hareket ettiği yönündeki ifade de “Türkiye’nin
Batı Bloğuyla birlikte hareket ettiği” şeklinde yenilendi.
ASALA ve PKK
Aynı üniteye “ASALA terör örgütünün 1973-1985 yılları arasında Türk dış
politikasına etkilerinin araştırılması ve bu konuda sınıfta sunum
yapılması etkinliği” eklendi. Programın önceki halinde örgütün ismi
verilmeden “Diplomatlarımıza ve ülkemize yönelik terör eylemlerinin
sebepleri ve sonuçları nelerdir?” başlığı yer alıyordu. Programda
PKK’nın ismi de verilmeden “Körfez Krizi sırasında Kuzey Irak’ta siyasi
boşluk oluşmasının bölücü terör örgütünün eylemlerinin artmasında etkili
olduğu açıklanır” ifadesine yer verildi.
AKP’nin dış politikasına övgü
Yapılan müfredat değişikliğiyle Türkiye’nin Dış Politikasıyla ilgili
ünitede soğuk savaş sonrası dönemle ilgili dikkat çeken bir ifadeye de
yer verildi. İsim verilmeden 2002 yılında başa gelen AKP hükümetinin dış
politikası övüldü ve “2000’li yıllardan itibaren Türkiye’nin bölgesel
ve küresel ölçekte etkili bir dış politika izlediği açıklanır” denildi.
Buna karşın “Atatürk’ün 1933’te Cumhuriyet Bayramı’nda Türk
Cumhuriyetleri hakkında söylediği sözlere dikkat çekilir” şeklindeki
açıklama metinden çıkarıldı. Konular işlenirken faydalanılacak kaynaklar
önceki müfredatta ucu açık bırakılıyordu. Yeni müfredatta ise bu
kaynaklar yazar ve kitap adı verilerek belirtildi.
Alıntı: Memurlar7.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder